Anamur Gazipaşa Havaalanı Transfer Servisi (Shuttle & VIP)
7 / 24 ÇAĞRI MERKEZİ   +90 532 470 20 09
info@333transfer.com

ANAMUR ŞEHİR TURU


Anamur’un eşsiz güzelliklerini günübirlik turlarla keşfedin. Mavi ve yeşilin buluşma noktası olan Anamur antik çağlarda bile yaz sıcaklarında rüzgar alması sebebiyle gözde bir şehir olagelmiştir. Ören Anamureum Antik kenti tarihin tüm izleriyle yürüyüş turu yaparak keşfettikten sonra ki durağımız 20.000 yıllık geçmişi olan ve ayrıca Roma Kralı Antiochus'un kızı Anna'nın astım hastalığına şifa olduğu rivayet edilen Köşekbükü astım mağarasıdır. Torosların karstik yapısının mucizevi oluşumlarına şahit olacaksınız. bundan sonraki durağımız Anamur un girişinde bulunan denize sıfır yapılmış olan Mamure Kalesidir. Fotoğraflarımızı çekip kalenin burçlarından deniz manzarasının tadını çıkardıktan sonra tekne turuyla Bozyazı ve Anamur koy gezisi ile rahatlayın.



 

 

GÜZERGAHIMIZ

 

09:00 ANAMUR ÖREN ANTİK KENT GEZİSİ


11:00 KÖŞEK BÜKÜ (ASTIM MAĞRASI)

12:00 ÖĞLE YEMEĞİ (SIKMA-BÖREK-AYRAN)


13:00 MAMURE KALESİNE HAREKET


13:30 MAMURE KALESİNE VARIŞ- GEZİ


15:00 MUZ SERASI TEŞHİRİ


16:00 ÇİLEK SERASI TEŞHİRİ


17:00 BOZYAZI TOSLAKLAR KOYU

20:00 ANAMUR ŞEHİR İÇİ TURU


21:00 KAMPA DÖNÜŞ
 

 ANAMUR ANTİK KENTİ (ANEMURİUM)

Anemurium Antik Kenti, halk arasında Türkçe okunuşu olan Anamuryum olarak da bilinmektedir. Kelimenin kökeni “Rüzgarlı Burun” anlamına gelmektedir. Anamur İlçesi, de adını bu antik kentten almıştır.

Ülkemizin en güney kıyılarından birisinde olan Anemurium Antik Kenti, konumu nedeniyle Kıbrıs ile bir bağlantı noktası olarak görülmüştür. Adı ilk olarak Romalıların 4. Yüzyıldaki limanlarının listesinde yer almaktadır. Önemli bir ihraç limanı olması nedeniyle gelişmiş ve zenginleşmişse de Sasaniler’in işgali nedeni ile zayıflamıştır. Daha sonra İsauralı Zeno döneminde tekrar zenginleşmiştir. 6. Yüzyıldaki Arap akınları nedeniyle zamanla terkedilmiş, 11. Yüzyılda Selçuklu, 16. Yüzyılda Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

Anemurium Antik Kenti’nde surların çoğu sağlam ve iyi korunmuş durumdadır. Görülmesi gereken önemli yerler arasında:

900 kişilik tiyatro: Sağlam durumdadır, arkadaki deniz manzarasıyla güzel bir görüntü sunmaktadır.

Halk hamamı: 2 katlı bir hamamdır. 2 yüzme havuzu ve 3 ısınma holü bulunmaktadır.

Nekropol Hamamı: Nekropolun yakınındaki hamamın tabanında bulunan mozaikler oldukça iyi korunmuş durumdadır.

Nekropol: 350 civarı mezar bulunmaktadır. Anadolu’nun en iyi korunmuş nekropollerinden birisidir.

Su kemerleri: Doğu-batı yönünde iki sıra halinde yer almaktadır.

Deniz Feneri: Kentin hemen yukarısında yer almaktadır. Manzarası etkileyicidir.

 
 KÖŞEKBÜKÜ (ASTIM) MAĞARASI

Köşekbükü Mağarası, Anamur’un ve Mersin’in en güzel mağaralarından birisidir. Geçmişi çok uzaklara gitmeyen mağaranın üçüncü jeolojik zamanda oluştuğu düşünülmektedir. Orta ve Batı Toros Dağları’nda karstik yapının yoğun olması bu tür mağara oluşumlarının çokça görülmesine neden olmuştur. Karstik araziler aşınıma karşı dirençsiz, kolay eriyebilen kayalardır. Yeraltı ve yerüstü suları, bu sahaları, eriterek mağara gibi aşındırma ve sarkıt dikit ve sütun gibi biriktirme şekilleri oluşturmaktadır.  Bu yüzden Anamur yöresinde Adamdaş, Üğü, Buğu, Bicikli, Kazıklar, Dede mağaraları gibi çoğu henüz turizme kazandırılmamış çok sayıda mağara bulunmaktadır.

Köşekbükü Mağarası  da  çok yakın geçmişte turizme kazandırılmıştır. Günümüzden 15 yıl öncesine kadar halk arasında varlığı bilinen ancak yanan çıra, fener gibi aydınlatıcı ekipmanla tehlikeli ve konforsuz şekilde gezilebilen bir mağaraydı. Zamanla çeşitli kamu kurumlarının çalışmalarıyla, mağaraya elektrik çekilerek aydınlatması yapılmış, mağara boyunca rahat ve güvenli bir yürüyüşün sağlanabilmesi için yürüyüş yolları ve köprüler inşa edilmiştir. Mağaraya ulaşımı sağlayan yol da ormanlık alanda dar bir patikayken zamanla genişletilmiş ve keyifli bir yolculukla mağaraya ulaşım imkanı sağlanmıştır.

Köşekbükü Mağarası Dilek, Şifa ve Huzur adlı 3 ana bölümden oluşmaktadır. Mağara, içindeki havanın astım hastalarına iyi geldiği düşünüldüğü için Astım Mağarası ismiyle de bilinmektedir. Rivayete göre Roma İmparatoru Antiochus'un astım hastası kızı Anna bu mağarada bir süre kalarak sağlığına kavuşmuştur. Yöre halkı, mağara içindeki kayalardan su damlalarıyla süzülen elementlerin havaya karışarak astım hastalarını iyileştirici özellik kazandığına inanmaktadır.

Mağaraya yerin altına doğru 2 metrelik bir kaya çatlağından girilmektedir. Damlayan suların oluşturduğu sarkıtlar ve bu suların yerde birikmesiyle oluşan dikitler ilgi çekicidir. Mağara aydınlatması başarılı bir şekilde farklı yapıların farklı renklerde aydınlanmasını sağlayarak kurulmuştur.

Mağaranın girişinde Ovabaşı halkı tarafından işletilen yöresel yiyecek sıkma ve içeceklerden ayran ve çayı deneyebileceğiniz bir işletme ve yöresel ürünlerin satıldığı bir alan bulunmaktadır.

Köşekbükü Mağarasına gitmişken Ovabaşı Köyü’nde yetiştirilen lezzeti ve sulu yapısıyla Türkiye çapında ün kazanmış Washington cinsi portakalını da  denemenizi tavsiye ederiz.


KÖŞEKBUCAK MAĞARASI’NIN HİKAYESİ

 

Köşekbükü Mağarası’nın isminin nereden geldiğinin hikayesi de yörük kültürüyle ilgilidir. Eski dilde deve yavrusuna “Köşek”, geçilmesi zor çalılık ve dikenli yollara ise “bük” denmektedir. Yöre halkı göçebe yörükler yazın yaylalara çıkarken ulaşım aracı olarak develeri kullanmaktadır. Yine bir göç döneminde mağara yakınındaki kıvrımlı yollarda bir devenin doğum sancıları tutmuş. Deve ve sahibi obadan geri kalmış ve yağmurun da yağması üzerine bir oyuğa sığınmışlar. Yağmur çok uzun süre devam edince devenin sahibi  beklerken oyuğun içerisini incelemiş  ve mağarayı keşfetmiş.

 MAMURE KALESİ

Mamure Kalesi, yalnızca Anamur değil, Mersin ve Türkiye’nin en büyük kalelerinden birisidir. 23.500 metrekare alana sahip kale, Romalılar, Bizans, Karaman ve Osmanlı Devleti döneminde önemini korumuştur.

Mamure Kalesi’nin Akdeniz ticaret yollarını kontrol etmek için Romalılar tarafından inşa edildiği bilinmektedir. Denize son derece hakim kayalıklar üzerindeki konumu tarih boyunca onu savunulması kolay ve önemli bir kale yapmıştır. Anadolu’da hüküm süren tüm medeniyetler bu kaleyi zapt etmek için mücadele vermiştir. Anadolu Selçuklu hükümdarı Alâeddin Keykubad tarafından 1221 yılında fethedilen kale daha sonra tekrar Hristiyanların eline geçmiştir. Karamanoğlu Mehmet bey 15. Yüzyılda 36 bin kişilik bir orduyla tekrar kaleyi ele geçirmiştir. Osmanlı döneminde de Mamure Kalesi en önemli kalelerden birisi olmuş ve çeşitli restorasyonlar geçirmiştir. Mamure Kalesi, orta cağ kalelerinin günümüze dek en iyi korunmuş örneklerinden birisidir.

2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan kale, iç avlu, dış kale ve iç kale olmak üzere 3 bölümden oluşmaktadır. Kalede dördü büyük olmak üzere 39 gözetleme kulesi bulunmaktadır. Surlar üzerinde tüm kalenin çevresinin dolaşılabileceği yollar bulunmaktadır.

Kalenin iç kısmında yer alan Mamure Camii Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmış tek minareli bir cami olup Selçuklu mimarisi izlerini taşımaktadır
.

MAMURE KALESİ HİKAYESİ & EFSANESİ

Mamure Kalesi konumu ve savunmaya elverişli yapısı nedeniyle tüm medeniyetler açısından önemini korumuş bir yapıdır. Kaleyi haçlıların elindeyken fetheden Karamanoğlu Mehmet Bey burayı yeniden canlandırdığı ve imar ettiği için buraya, mamur kelimesinden türeyen Mamure Kalesi denilmiştir. Arapça mamur kelimesi imar ile aynı kökten türemiş olup "imar edilmiş, bayındır, şen" anlamına gelmektedir.

Mamure Kalesi günümüze kadar çok iyi korunmuş durumda olması ve denize hakim konumu nedeniyle film ve dizi yapımcılarının da dikkatini çekmiş; 1967 yılında Cüneyt Arkın’ın “Malkoçoğlu Krallara Karşı” filminde kaleden denize atlama sahnesi ve Cihan ÜNAL’ın Osman Gazi’yi canlandırdığı Kuruluş dizisinden bazı sahneler de burada çekilmiştir. 

 ANAMUR MUZ SERALARI


Muz, esas olarak bir tropik iklim meyvesi olmasına karşın, bazı mikro-klimalarda sub-tropik iklim koşullarında da yetiştirilebilmektedir. Türkiye’de muz yetiştiriciliği, Akdeniz Bölgesinde, 36. ve 37. enlem dereceleri arasında kalan Mersin-Antalya kıyı şeridinde ve özellikle Toros Dağları tarafından korunmuş olan ve mikro-klima olanaklarının daha uygun bulunduğu Anamur, Bozyazı, Alanya, Gazipaşa, Kaledran, Limonlu, Kocahasanlı ve Erdemli’de yaygın olarak yapılmaktadır. Bununla birlikte kontrollü yetiştirme koşullarında Çukurova, Hatay, Erdemli ve Antalya’nın değişik ilçelerinde ekonomik olarak yetiştirilmesi olağan gözükmektedir. Ülkemizde muz yetiştiriciliği, Anamur ve Bozyazı’da büyük oranda örtü altında yapılırken, Alanya ve Gazipaşa’da açıkta yapılmaktadır. Örtü altında muz yetiştiriciliği yapılan ilçelerin başında Anamur gelmektedir. Ülkemizdeki muz sera alanlarının % 64’ü Anamur ilçesindedir. Ekonomisi büyük ölçüde muz ve çilek tarımına dayalı olan Anamur ilçesi, ülkemiz muz üretiminin % 52.8’ini karşılamaktadır . Ülkemizde ekiliş alanları, verim, üretim, kalite ve potansiyeli dikkate alındığında, Anamur ve yöresi muzüretimi konusunda ilk isim olmakta, yerli muz denince Anamur, Anamur denince muz akla gelmektedir. Doğal koşulların sağladığı aroma, tad ve koku ile Anamur muzu bir kalitenin simgesi olmakta ve dahası ülkemiz pazarlarında yerli muz “Anamur muzu” adı altında pazarlanmaktadır. Herhangi bir bitki için en uygun sıcaklık, bitkinin gerçekleştirdiği fizyolojik işleme bağlıdır. Muz için en uygun sıcaklık değerleri Çizelge 1’de verilmiştir. Muz bitkisi düşük sıcaklık derecelerinden ve dondan çok zarar görür. Düşük sıcaklık derecelerinde bitkinin gelişmesi zayıflar, zayıflayan gelişmeye bağlı olarak sıcaklıkların düşük seviyelerde devam etmesi verime doğrudan etki eder ve meydana gelen hevenklerde şekil bozukluğu oluşur. Bunun yanında, özellikle bulutsuz kış gecelerinde düşük derecelere inen hava sıcaklığı, sabah güneşin doğması ve güneş ışınlarının sera içerisine ulaşmasıyla birlikte, uygun olmayan sera koşullarında birkaç saat içerisinde 35–40  C’ye yükselmektedir. Bu durum bitkinin strese girmesine ve hasat sonrası meyve çatlamalarına temel oluşturmaktadır.

 ANAMUR ÇİLEK SERALARI

Türkiye, ekolojik çeşitlilikten dolayı çilek yetiştiriciliği bakımından önemli olanaklara sahiptir. Anadolu coğrafyasında modern anlamda çilek yetiştiriciliğine ancak 1960’lı yıllardan sonra başlanılmıştır. Özellikle erkenci çilek yetiştiriciliği açısından büyük bir potansiyele sahip olduğu bilinen sahil bölgelerinde son yıllarda alternatif sistemlerle çilek yetiştiriciliği giderek yaygınlaşmıştır. Akdeniz kıyı şeridinde başta Mersin’in Anamur ve Silifke ilçelerinde olmak üzere örtü altında gerçekleştirilen çilek üretimi, erkenci ürün elde edilmesi, yörede uzun bir üretim periyoduna sahip olunması ve belki de en önemlisi muza elverişli olmayan daha ucuz ve küçük arazilerde, az sermaye ile üretilme şansına sahip olması nedeniyle düşük gelirli insanların geçim umudu olmaktadır. Anamur ilçemizde muz yetiştiriciliği, ekonomik anlamda oldukça büyük bir önem taşımaktadır. İlçemizde muz yetiştiriciliği ve buna bağlı olarak gelişim gösteren ilişkili sektörlerde olan; sera demiri, naylon, fide, gübre, ilaç, sulama sistemleri ticareti ile uğraşan işletmeler ile sarartma ve nakliye işletmeleri düşünüldüğünde, gerek yarattığı katma değer, gerekse barındırdığı istihdam açısından ilçede önemli bir ekonomi yaratmış durumdadır. Anamur’da 1950’li yıllarda açıkta üretimle başlayan muz yetiştiriciliği, muzların örtü altına alınmasıyla, özellikle 1990’lı yıllardan sonra, sahip olduğu üretim alanı, üretim miktarı ve verim açısından hızlı ve önemli bir gelişim göstermiştir. 2000’li yıllardan sonra ise artan arazi fiyatları ve sera yapım maliyetlerine rağmen seraların büyütülme ve artırılma isteği, muz yetiştiriciliğinde sermaye yoğun bir üretime geçişi zorunlu kılmıştır.

 BOZYAZI TOSLAKLAR KOYU

Toslaklar Koyu Mersin'in Bozyazı ilçesinde bulunan bir koydur. İlçe merkezine ortalama 20 km uzaklıkta olan koya 25 - 30 dakikalık bir sürede ulaşım sağlamak mümkündür. En yoğun olduğu dönem Mayıs ve Eylül aylarıdır. Bu dönemde denize girmek için çevre illerden ve ilçelerden birçok kişi Toslaklar Koyunu tercih eder. Denizi oldukça temiz ve dalgasız olduğundan çocuklu aileler tarafından da sıklıkla tercih edilir. Tekne turları da bulunur.

 7. VE SON DURAĞIMIZ ANAMUR ŞEHİR İÇİ GEZİSİ İLE TURUMUZ SON BULUYOR.
1.250,00 TL
Kişi Başı Tur Fiyatı
1.250,00 TL
1.000,00 TL
300,00 TL

Rezervasyon Yap

1.250,00
TL